YEREBATAN SARNICI MÜZESİ
Yerebatan Sarnıcı Müzesi, İstanbul'un kalbinde yer alan çarpıcı bir antik yer altı yapısıdır. 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde yaptırılan sarnıç, dünyanın en eşsiz ve etkileyici mimari harikalarından biridir.
Ayasofya'dan sadece birkaç yüz metre uzaklıkta bulunan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, 100.000 tonun üzerinde su kapasitesiyle İstanbul'un en büyük sarnıçlarından biridir. Bizans Sarayı ve çevredeki diğer yapılar için rezervuar görevi gören sarnıç, Osmanlı'nın son dönemlerine kadar kullanılmıştır.
Yaklaşık 140 metreye 70 metre ölçülerindeki sarnıç, her biri yaklaşık 9 metre yüksekliğinde 336 sütunla destekleniyor. Sütunlar mermerden yapılmıştır ve bölgedeki daha eski yapılardan geldiğine inanılmaktadır. Sütunlar 28'er sütundan oluşan 12 sıra halinde dizilmiştir ve sütunlar arasındaki boşluk yaklaşık 4,8 metredir.
Yerebatan Sarnıcı'nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, sütunlardan ikisinin tabanında yer alan iki Medusa başıdır. Medusa başlarının bir pagan tapınağından getirildiğine ve muhtemelen kötü ruhlara karşı koruyucu bir önlem olarak kullanıldığına inanılıyor.
Uzun yıllar unutulan sarnıç, 16. yüzyılda bir Fransız gezgin tarafından yeniden keşfedildi. Sonraki yıllarda ise çöplük olarak kullanılan sarnıç, bakımsızlıktan harabeye dönmüştür. Ancak 1980'lerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yükseltilmiş bir platform ve yürüme yollarının yanı sıra aydınlatma ve müzik eklenmesini içeren büyük bir yenileme projesi başlattı.
Bugün, Yerebatan Sarnıcı, dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken, İstanbul'un en popüler turistik yerlerinden biridir. Sarnıç her gün halka açıktır ve ziyaretçiler yükseltilmiş platformlar boyunca yürüyebilir ve yapının çarpıcı mimarisine ve tasarımına hayran kalabilirler.
Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret etmenin en unutulmaz deneyimlerinden biri, loş ışık ve damlayan su sesinin yarattığı ürkütücü atmosferdir. Ziyaretçiler ayrıca sarnıcın içinden geçen küçük su yolunda tekne gezintisi yapabilirler, bu da gizem ve merak duygusuna katkıda bulunur.
